Kolombiya, konumu itibariyle doğal bir cennetin tam ortasında yer alır. Büyük Okyanus ve Karayip Denizi gibi iki önemli güzelliğe kıyısı bulunan Kolombiya’da buna bağlı olarak çok sayıda doğal güzellik bulunur. Bunun dışında geçmişte sömürgecilik faaliyetlerinin yürütülmesi, geçmişten günümüze bazı eserlerin gelmesini de sağlamıştır. Kolombiya’nın öne çıkan tarihi ve doğal güzelliklerinden bazıları şu şekildedir:
- Tayrona Ulusal Doğa Parkı
Doğal güzellikleri ile adeta insanları kendine hayran bırakan Tayrona’da aynı zamanda çok sayıda tarihi kalıntı da vardır. 1969 yılında ulusal park ilan edilmiştir. Toplam büyüklüğü 150 km2’den biraz daha fazladır. Santa Marta şehrine 34 km mesafede bulunur. Palmiyeli plajları ve yeşil dağları ile insanların dikkatini çeker.
- Gold Museum/Altın Müzesi
Yılda 500 binden fazla turistin ziyaret ettiği Altın Müzesi içerisinde Kolomb öncesi zamanlara ait seramik, altın ve taştan yapılan eserler sergilenmektedir. Bu eserler, adeta insanları büyülerken, Kolomb öncesi döneme dair de önemli fikirler vermektedir. Geçmişte altına çok fazla değer verilmediği ve Kolomb sonrasında başlayan sömürge düzeniyle bunun değiştiğini, ziyaretçilerine adeta ispat etmektedir.
- Zipaquirá Salt Katedrali
Cundinamarca kentinde bulunan bu katedral, Roma İmparatorluğu zamanında inşa edilmiştir. Bu özelliği ile insanları hayrete düşüren katedral, Halit Dağları’nın 200 metre altında bulunan tuz madenleri içerisine inşa edilmiştir. Bundan dolayı Salt (Tuz) adı verilmiştir. Yer altında bulunan katedral, ziyaretçilerine adeta görsel bir şölen sunar. Ayrıca burada bulunan hediyelik eşya dükkanında, tuzdan yapılmış eşyalar da alınabilir.
- San Andres
San Andres ya da San Andrew adıyla bilinen Kolombiya adası, Karayip Denizi’nde bulunur. Mercanların oluşturduğu bu adanın büyüklüğü sadece 26 km2’dir. Fakat buna rağmen sahip olduğu doğal güzellikler sebebiyle, turistlerin uğrak noktalarından birisidir.
- Castillo San Felipe de Barajas
Cartagena şehrinde bulunan Castillo San Felipe de Barajas, kent savunması için inşa edilmiş bir kaledir. Sömürge döneminde kara ve deniz güvenliği için inşa edilen bu kale, İspanyollar tarafından inşa edilmiştir. İnşa edildiği tarih tam olarak bilinmese de 1600’lü yıllarda inşa edildiği tahmin edilmektedir. Görkemli görüntüsünün yanında, kalede bulunan tünel sistemleri de insanların ilgisini fazlasıyla çeker. Şehir merkezine yakın olması, burasının kolay bir şekilde ziyaret edilmesini sağlar.
- Bolivar Meydanı
Başkent Bogota’nın kalbi olarak nitelendirilen Bolivar Meydanı, daha önce farklı isimlerle anılırdı. 1846 yılında ünlü İtalyan heykeltıraş Pietro Tenerani tarafından yapılan anıt olan Simon Bolivar heykelinden sonra meydan, bu isimle anılmaya başlandı. Şehrin genel görünümü, tarihi yapıları ve burada yer alan katedral, insanların kendisini Kolombiya’da olduğunu hissetmesini sağlar. Geceleri burası, aydınlatma sistemleriyle çok daha farklı bir mekan oluyor.
- Las Lajas Koruma Alanı
Guaitara nehrinin oluşturduğu kanyon içine inşa edilen bazilika, ülkenin en önemli turizm noktalarından birisi haline gelmiştir. 1916 yılında inşa edilmeye başlanan devasa bazilika, 1949 yılında tamamlanmıştır. Gotik canlanma tarzında inşa edilmiş olup, mimarisiyle görenleri etkilemektedir.
Kolombiya’da öne çıkan güzellikler genel olarak bu şekildedir. Fakat bunların haricinde de çok sayıda doğal ve tarihi güzelliğin olduğu bilinmelidir. Farklı dokusu ile buraya gelenlerin her anlamda beklentisini karşılayacak, özel bir ülke olduğu söylenebilir.
Kolombiya’da görmeniz gereken yerleri tamamladıktan sonra geceleri eğlenmek için Kolombiya Gece Hayatı adlı yazımızı okuyabilirsiniz.