Kişinev parklarla çevrili, beyaz taştan binaları nedeniyle ”yeşil denizle yıkanmış beyaz şehir” olarak adlandırılıyor.
19.yüzyıla dek bir köyü andıracak kadar küçük bir yerleşim yeri olan Kişinev, tıpkı İstanbul gibi yedi tepe’nin üzerine kuruludur.
Kültürel Yerler
Orta Çağ’dan bu yana bağlarıyla ünlü kent, çok sayıda sanat mekanıyla dikkat çekiyor. Tiyatro, opera, konser salonu gibi kültür kurumlarının yanı sıra, Sovyet döneminin tek müzik ve folklor tiyatrosu da buradadır.
Gezilecek Yerler
Başkentin gözde caddesi Stefan Cel Mare üzerinde yürüyerek şehrin önemli yapılarını art arda görmek mümkün. Şehrin merkezindeki park alanında bulunan Mabet, 1836 tarihli bir çan kulesine sahip. Ünlü Rus yazar Puşkin’in 3 yılını geçirdiği müze evi şehirde keyifli bir gün geçirmenin başka bir yolu.
19.Yüzyıldan kalma St.Tiron Katedrali, Valilik, Parlamento, Opera ve Bale binaları hepsi bu çevrededir.
Kişinev Mutfağı
Rus, Ukrayna ve Türk mutfağının etkisi hissedilen Kişinev sofralarında tereyağ, mısır unu ve kaşardan yapılan mamaliga, sarmayı andıran sarmali, kırmızı biberli acıka ve bir börek çeşidi olan plaçenta öne çıkıyor.
Bir diğer yenen ürünlerde sebze, meyve, tavuk ve koyun eti çokça yaygındır. Ayrıca etli yemeklere meyvede eklenmektedir. En çok eklenen meyveler ayva, üzüm, kayısı’dır. Bir çok yemek patateste kullanılır. Ülke domuz eti tüketildiğinden sipariş vermeden önce helal olup olmadığını sormakta yarar vardır.
Gelelim bahşiş konusuna.. Bu gelenek çoğu mekanda yaygındır. Ödeyeceğiniz hesaba göre küçükte olsa bir miktar bahşiş bırakmanız beklenebilir.